Anunnakiler’in Sümer tabletlerindeki GERÇEĞİ!
Anunnakiler’in Sümer tabletlerindeki GERÇEĞİ!
Anunnakiler Sümer yazıtlarında-tabletlerinde bahsedilen, yardımcı Tanrı gibi değerlendirilen bir grup Tanrılardır.
“Tarih
Sümer’de başlar” / Samuel Noah Kramer
/ Sayfa: 464:
Anunna (ya da
Anunnaki):
olasılıkla aslında "gök tanrıları" olan bir grup tanrıya verilen
genel ad; yine de, bunlardan bazıları gözden düşmüş ve Ölüler Diyarı’na gönderilmiş
olmalıdırlar.
Zecharia Sitchin yazdığı bilim kurgu kitap veya ROMANLARDA Anunnakilerden başka
gezegenden gelen uzaylılar olarak bahsetmiştir. Sümer tarihine meraklı insanlar
tarafından bu konuda çok spekülasyon yapılmaktadır.
Spekülasyon yapanlar iki gruba ayrılmıştır:
Spekülasyon yapanlar iki gruba ayrılmıştır:
1) Anunnakiler
vardır, başka gezegenden (Nibiru gezegeni) gelen uzaylılardır 2) Anunnakiler
yoktur, tamamen uydurmadır
Z.Sitchin ayrıca M.Ö. 450.000 yıl önce Anunnakilerin, Niburu gezegeninden dünyaya geldiklerini iddia eder. Bu iddiayı doğrulayacak hiç bir kanıt bulunmamıştır, yoktur! Bu önerme, tamamen bir iddia ya da teori olarak kalmıştır.
Bulunan Sümer tabletlerinde Anunnakilerden bahsedilmektedir.
Anunnakiler birçok tablette geçmekte ve bir grup Tanrı olarak bahsedilmektedir.
Anunnakiler, Anu, Enlil ve Enki gibi gök Tanrılarıdır. “Uzay aracı” veya “Altın
çıkarma” gibi konulardan BAHSEDİLMEMEKTEDİR.
Kramer’in “Tarih Sümer’de başlar” kitabında şu sayfalarda
geçmektedir:
Anunna
(Anunnaki), 112, 124, 126, 142, 143, 197, 203, 205, 357
Sayfa 112:
Eldeki Sümer metinlerini taramam
sonucunda bu üç soruya şu yanıtları buldum:
1. Sümer tanrılarının listesini veren
bir tablette ilksel "deniz"i gösteren resim-yazısıyla yazılmış olan
tanrıça Nammu "gök ile yere yaşam veren ana" olarak betimlenmiştir.
Şu halde Sümerler gök ile yeri ilksel denizin yarattığı ürünler olarak kabul ediyorlardı.
2. Sığır ve tahıl tanrılarının gökte doğumlarını,
sonra da insanlığa bolluk, bereket getirmek için yeryüzüne gönderilişlerini
anlatan "Sığır ve Tahıl" miti (bkn. 14. Bölüm) şu dizelerle başlar:
Gök ile yer
dağının ardında,
An, Anunnakiler'i
dölledi.
3. Kazmanın, bu değerli tarım
aletinin ortaya çıkarılışını ve kutsanmasını anlatan bir şiir şu bölümle
başlar:
Efendi, yararlı
olanı ortaya çıkarmak için
Kararları
değiştirilemeyen Efendi,
Topraktan ülkenin
tohumunu filizlendiren Enli!,
Yerden göğü
ayırmayı düşündü,
Gökten yeri
ayırmayı düşündü.
"Sığır ve Tahıl" şiirinin
ilk dizesinden gök ile yerin birliğinin, eteği yerin altı, zirvesi de göğün
tepesi olan bir dağ olarak düşünüldüğünü söylemek mantıklıdır. Kazmayla ilgili
şiir de, şu soruyu yanıtlar, Göğü yerden kim ayırdı? Bu hava-tanrısı Enlil'di.
Sayfa 124:
Enlil, değerli çoban, her zaman
hareket halinde oları,
Bütün soluk alanların başı, yol
göstericisi (kral),
Prensliğini var etti,
Kutsal tacı başına koydu…
Gökyüzü - tek prensi odur; yeryüzü -
en yücesi odur,
Anunnakiler - ulu tanrısıdır onların;
Tüm haşmetiyle yazgıları
belirlediğinde,
Hiçbir tanrı ona bakmaya cesaret edemez.
Yalnızca ulu veziri, mabeyinci
Nusku'ya,
Emirlerini, yüreğinden geçeni açtı,
Onu bilgilendirdi,
Sayfa 124:
Efendin
kutlu bir efendidir; kral An ile birlikte göksel kürsüde oturur,
Kralın koca
dağ, Enlil babadır…
Anunnakiler, büyük
tanrılar,
Senin
ortanı mesken tuttular,
Yiyeceklerini
senin engin koruluklarından sağlarlar.
Sayfa 142-143:
Sümerde insanın yaratılışı düşüncesi
açısından önemli olan ve "Sığır ve Tahıl" diye adlandırabileceğimiz
ikinci mit, Sümer yazarları arasında çok revaçta olan tartışma tarzında
yazılmış yapıtların bir değişkesini sunar. Mitin başkahramanları sığır-tanrısı
Lahar ile kız kardeşi, tahıl-tanrıçası Aşnan'dır. Mite göre, bu ikisi, gök
tanrısı An'ın çocukları olan Anunnakiler'in yiyecek yemek ve giyecek giysileri
olması için tanrıların yaratma odasında yaratılmışlardı. Ancak Anunnakiler,
insan yaratılıncaya değin sığır ve tahıldan etkin biçimde yararlanamazlar. Bütün
bunlar giriş bölümünde şöyle anlatılır:
Gök ile yer dağından sonra,
An (gök-tanrısı) Anunnaki'lerin (ardılları) doğumuna
neden oldu,
Aşnan (tahıl-tanrıçası) adı henüz
doğmadığından, henüz biçimlenmediğinden,
Uttu (giysi -tanrıçası) henüz
biçimlenmediğinden,
Uttu için hiçbir kutsal alan
kurulmadığından,
Hiç koyun yoktu, hiç kuzu inmemişti,
Hiç keçi yoktu, hiç oğlak inmemişti,
Koyun iki kuzusunu yavrulamıyordu,
Keçi üç oğlağını yavrulamıyordu.
Çünkü bilge Aşnan'm ve Lahar'ın
(sığır-tanrısı) adını,
Anunnakiler, büyük tanrılar, bilmiyordu,
Otuz günlük şeş tohumu henüz yoktu,
Kırk günlük şeş tohumu henüz yoktu,
Küçük tohumlar, dağ tohumu, saf canlı
yaratıkların tohumu henüz yoktu.
Uttu henüz doğmadığından, (bitkilerin?)
tacı henüz yetişmediğinden,
. . . efendi henüz doğmadığından,
Ova tanrısı Sumugan henüz onaya
çıkmadığından,
İnsanoğlunun ilk yaratıldığı zaman
gibi,
Onlar (Anunnakiler) ekmek yemeyi
bilmiyorlardı,
Giysi giymeyi bilmiyorlardı,
Koyunlar gibi ağızlarıyla ot
yiyorlar,
Arklardan su içiyorlardı.
O günlerde, tanrıların yaratma
odasında,
Duku evlerinde, Lahar ve Aşnan
biçimlendi;
Lahar ve Aşnan'ın ürünlerini,
Duku'nun Anunnakileri yiyor, ama
doymuyorlardı;
Has ağıllanndaki şum-sütünü ve iyi
şeyleri,
Duku'nun Anunnakileri içiyor ama
kanmıyorlardı;
Has ağıllarındaki iyi şeylerin hatırına,
İnsana soluk verildi.
Sayfa 197:
…Bundan sonra İnanna ölüler diyarına
iner ve Ereşkigal'in lapis taşından yapılmış tapınağına yaklaşır. Kapıda, ona
kim olduğunu soran ve neden geldiğini öğrenmek isteyen baş kapıcıyla karşılaşır.
İnanna bir bahane uydurur ve kapıcı onu, hanımının talimatı üzerine ölüler diyarının
yedi kapısından geçirir. Geçtiği her kapıda giysi ve takılarından birisi
itirazlarına bakılmaksızın alınır. Sonuncu kapıyı da geçtiğinde çırılçıplaktır
ve Ereşkigal ile ölüler diyarının korkunç yargıçları olan Anunnaki'lerin huzurunda diz
çöktürülür. "Ölüm bakışlarını" ona dikmeleriyle, İnanna bir cesede
döner ve bir kazığa asılır.
Sayfa 203:
Yedinci kapıdan geçince,
Hanımlığın pala-giysisi üstünden
alındı.
Dizlerinin üzerinde, çırılçıplak
getirildi Ereşkigal'in huzuruna.
Kutsal Ereşkigal tahtında yerini
aldı,
Anunnakiler, yedi yargıç, onun huzurunda
hükümlerini bildirdiler,
Ereşkigal gözlerini ona dikti, ölüm
bakışını,
Ona karşı konuştu, öfkeli sözlerle,
Bir çığlık kopardı, suçladı onu,
Güçsüz kadın bir cesede dönüştü,
Ceset bir kazığa asıldı.
Sayfa 205-206:
İnanna ölüler diyarından çıkacakken,
Anunnaki'ler (şöyle diyerek) onu yakaladılar:
"Ölüler diyarına inip de, ölüler
diyarından zarara uğramadan çıkan görülmüş mü!
Eğer İnanna ölüler diyarından
çıkacaksa,
Yerine birini bıraksın."
Sayfa 357:
Yarasalar da benzer bir imgeyi
çağrıştırır: "Anunna, büyük tanrılar, yarıklara doğru kanat
çırpan yarasalar gibi" İnanna'nın önünden kaçışırlar. barbar-oklarının
savaşta "uçan yarasalar gibi" uçtukları söylenir. Oldukça az
rastlanan şefkat imgesinin bir örneği henüz tanımlanamayan gamgam-kuşu
benzetmesinde görülür: "Onlar (hastalanan kahraman Lugalbanda'nın
arkadaşları) , yuvasında oturan tüyleri yeni çıkmış gamgam yavrusu gibi ona
yemesi için yiyecek, içmesi için su verdiler."
--------- Konuyla ilgili diğer yazılar -----------------------------------
Samuel Noah Kramer :Sümerler konusunda güvenilir kaynak
https://fethidemir.blogspot.com/2019/05/sumerler-konusunda-guvenilir-kaynak.html
Sümer Kral listesi
https://fethidemir.blogspot.com/2018/12/sumer-kral-listesi-sumer-tabletleri.html
Zecharia Sitchin, hayatı, eserleri
https://fethidemir.blogspot.com/2018/12/zecharia-sitchin-hayat-eserleri.html
--------- Konuyla ilgili diğer yazılar -----------------------------------
Samuel Noah Kramer :Sümerler konusunda güvenilir kaynak
https://fethidemir.blogspot.com/2019/05/sumerler-konusunda-guvenilir-kaynak.html
Sümer Kral listesi
https://fethidemir.blogspot.com/2018/12/sumer-kral-listesi-sumer-tabletleri.html
Zecharia Sitchin, hayatı, eserleri
https://fethidemir.blogspot.com/2018/12/zecharia-sitchin-hayat-eserleri.html
Sümer'lerde Anunnakiler ve İgigi'ler
Post a Comment