Ana Tanrıçalıktan Cadılığa
Ana Tanrıçalıktan Cadılığa
Antropoji'deki bazı
görüşlere göre; insanlığın ilk kabileleri Anaerkil toplumlardır. Topluluğun
düzeni kadınlar tarafından sağlanır, organize edilirdi. Dolayısıyla bilgi,
tecrübe de kadınlarda birikirdi. Daha sonraki dönemlerde kadın bilgeler, kadın
şamanlar sağaltıcı tedaviler büyüler gibi metafizik konularda da öncülerdi.
Anadolu'da birçok yöredeki kazılarda, bu teoriyi destekleyen Ana
"tanrıça-Kibele" heykelciklerine rastlanmıştır.
Bachofen, 1861 yılında yayınladığı
“Analık Hakkı” (Das Mutterrecht) adlı eserinde, insanlık tarihinin başlarında,
kan bağının yalnızca anne üzerinden kurulabildiğini ve bu sebeple de annenin
bir otorite ve yasama merkezi olduğunu öne sürer (Erich Fromm, Rüyalar ve Mitoslar. ). Bachofen’in tespitleri,
Amerikalı bilim adamı Lewis H. Morgan tarafından da onanmıştır.
Kabileler büyümeye
ve yerleşik düzene geçmeye başladıktan sonra, "mülk-sahiplenme"
olgusu ortaya çıkınca, "miras" ta söz konusu olmaya başlar. Miras
için; "döl - soy"un takip edilmesi gerekir ki Anaerkil toplumlarda bu
mümkün değildir. Böylece Ataerkil toplum yapısına geçilmeye başlanır ve kadının
toplundaki yeri yavaş yavaş gerilemeye başlar.
Sümerlerdeki İnanna
döneminin toplum yapısı Ataerkil olmakla birlikte halen geçiş dönemidir ve
Mitolojilerde kadınlar güçlüdür. Önde veya geride olmaktan ziyade, erkeklerle
eşit statüleri vardır denebilir.
Sümer
Mitoloji'sinde tanrıça İnanna; sonrasında Babil-Asur'larda İştar olarak,
Musevilerde Astarte-Aşera, Yunan'da Afrodit, Roma'da Venüs, Mısır'da Isis...
adını taşıyarak yüzyıllarca çeşitli toplumların mitolojilerinde yaşamaya devam
etmiştir.
Fatmagül Berktay’a göre, tarımın
erkeklerin egemenliğine geçmesi, neolitik dönemin ilk aşamaları ile yazılı
belgelerin ortaya çıkışı arasında bir zamanda meydana gelmiştir ve bu durum
muhtemelen tarım ekonomileri içinde hayvanların rolünün geçirdiği değişim ile
ilgilidir. Günümüz toplumları üzerinde yapılan antropolojik çalışmalar, sabanın
kullanılmadığı bahçecilik ile kadınların bu ekonomi biçimindeki önemli rolü
arasında bir bağlantı kurmaktadır ve bunun yanında saban tarımı ile
babasoyluluk ve ataerkil arazi mülkiyeti arasında da önemli bir ilinti olduğunu
ortaya koymuştur (Berktay 1996).
MÖ 4. Binyıldan
itibaren tanrıça motifinin işlenme biçiminin değişmeye başladığını görürüz. Bu
süreçten sonra tanrıça figürleri artık daha farklı ve kompleks kompozisyonlar
içerisinde, daha karmaşık sahnelerde betimlenmeye başlamıştır. Bu kompozisyon
içerisinde betimlenen kadınların veya tanrıçanın yanında keçiler, yılanlar,
kuşlar da yer almaya başlamıştır veya tanrıça sütunlar, ağaçlar arasında
betimlenmiştir
(Berktay 1996).
Sümerolog Samuel Noah Kramer, inanç sistemleri
içerisindeki bu hiyerarşik yeniden düzenlemenin ardında yatan sebebin
tapınaklara, kentlere ve yöneticilere bağlı olan rahiplerin gittikçe güçlenmesi
olduğunu öne sürmektedir (Berktay 1996). Artık daha kompleks kentlerde,
üretimin organizasyonu için bir yönetim mekanizmasının oluşturulduğu toplumsal
bir yaşam sürmeye başlayan insan toplulukları üzerinde kurulacak olan bir kontrol
mekanizmasının ilk ayaklarından biri inanç sistemlerinin kurumsallaştırılması
olmuştur. Bu kurumsallaştırmanın fiziki yansımaları tapınaklar iken, bu
tapınakların organizasyonu ve bu tapınaklar üzerinden de toplumsal yaşamın
organizasyonu yeni bir sınıfın oluşumunu getirmiştir. Bu oluşum rahip
sınıfıdır.
Tarihsel olarak
Sümerler'in sonu, Yahudilerin sahneye çıkması ve sonraki döneme baktığımızda,
kaynaklardan anlaşılıyor ki; artık Ataerkil yapı, toplumun tüm kurumlarına
yerleştirilmeye, Anaerkil yapıyla gerektiğinde savaşarak (Cadı avları ve
yakılması) yok edilmeye başlanmıştır.
Tevrat'ta tam 32
yerde geçen Tanrıça Aşera (Asherah), Yahve tarafından kıskanılmış, sunaklarının
yıkılması, onun adına dikilmiş taşlarının parçalanması, putlarının kesilmesi
emredilmiştir (Mısır’dan çıkış 34 - 13).
Avrupa’da da
Engizisyonun cadı avları korkunç işkence ve yakılmalarla sürmüştür.
Evelyn Reed bir kitabında şöyle
iddia ediyor:
"Dünya'da yalnızca son altı bin yıldır ataerkil düzen
görülmektedir.
Daha önce tam ** bir milyon yıl, ** toplulukları kadınlar
yönetmiş, hayvandan insana geçişte en önemli rolü kadınlar üstlenmişlerdir.
Dünyamızdaki ilk çiftçiler, ilk doktor ve bilim adamları kadındır."
Konuyla ilgili Blog’daki diğer yazılar:
https://fethidemir.blogspot.com/2019/05/tevratn-inanna-ile-savas-ana-tanrca.html
https://fethidemir.blogspot.com/2018/09/sibyl-kahinleri-kadim-bilgelik-tum.html
https://fethidemir.blogspot.com/2018/09/sibyl-kahinleri-kadim-bilgelik-tum.html
Post a Comment