Eski din ve mitolojilerde gökyüzüne yükseliş -miraç
Eski din ve mitolojilerde gökyüzüne yükseliş -miraç
Amerika, Orta
Asya'dan Afrika'ya, Çin ve Japonya’ya kadar çeşitli eski din ve mitolojilerde de
göklere yükseliş tasavvurlarının bulunduğu gözlenmektedir. Bu geleneklerde ilâhî
âlemlere yükseliş sembolik tarzda ifade edilir ve çoğu zaman rahipliğe atanma
ve kurban törenleri gibi çeşitli dini ayinlerin bir parçasını oluşturur.
Orta Asya Şamanları
yıllık olarak düzenledikleri at kurbanı
ayinlerinde kurbân edilen hayvanların ruhu ile birlikte semavî âlemleri birer
birer geçerek sonunda yüce Tanrı Bayülgen'in huzuruna varır ve orada
kendisinden kurbanı kabul edip etmediğini öğrenir. Ayrıca bu vesileyle
Bayülgen'den yıllık hava durumuyla ilgili bilgiler de alırlar. Bu kurban töreni
iki veya üç gece sürer. Kurban edilmek için beyaz bir at seçilir. Rahip,
öncelikle kurban edilecek atın ruhunu yakalama merasimi yapar. Davul çalmak,
duman tüttürmek ve ilâhî okumak bunun için vazgeçilmez şeylerdir. Kurban
sonrası o, gökkuşu Merkyut'u ilâhîlerle davet eder ve sağ omuzuna oturmasını ister.
Bundan sonra rahip kurban edilen atın ruhu ve mitolojik gökkuşu Merkyut ile
birlikte semavî âlemlere doğru yükselmeye
başlar. Rahip, yükselişi sırasında cereyan eden olayları ve geçirdiği
tecrübeleri bütün ayrıntılarıyla kendisini izleyen kişilere bir bir anlatır.
Teker teker sekiz semayı geçer. Altıncı semada ayı, yedincisinde ise güneşi
tazim eder. Nihayet dokuzuncu semada
Tanrı Bayülgen'in huzurunda eğilir ve atın ruhunu ona takdim eder. En sonunda
rahip bitkin bir vaziyette yere düşer ve birkaç saniyelik sessizlik sonrası
derin bir uykudan uyanır gibi kendine gelir.
Şamanlar,
zirvesinde yüce Tanrı Bayülgen'in bulunduğu semavî âlemlere seyahat edebildiği
gibi, aynı şekilde cehennemi simgeleyen yeraltı âlemlere doğru da seyahat
edebilirler. Bu seyahat de yine benzer bir takım törenlerle ifa edilir. Orta
Asya Şamanları arasında
rahipliğe giriş törenleri de ilâhî âleme seyahat etme vesilesi olarak görülür,
rahip adayına tecrübeli rahip önce mesleki bilgiler öğretir. Daha sonra sıra
semavî âlemlere yükseliş merasimine gelir. Rahip adayı hocasıyla birlikte
semavî âlemlerdeki ruhlar ülkesine doğru bir seyahat yapar. Şamanlar
hastalıklara şifa bulmak ve hastaları iyileştirmek gayesiyle de semavî âlemlere doğru seyahat ederler.
Şaman rahipleri ilâhî âlemlere doğru yaptıkları
seyahatlerini özel olarak hazırlanan dokuz budaklı bir ağaca ya da direğe
tırmanmakla da sembolize ederler.
Kuzey ve Güney Amerika yerlileri
rahipliğe atanma törenlerinde sembolik olarak yerine getirilen göksel âlemlere yükseliş
merasimine yer verirler. Pomo'da dört gün süren giriş törenlerinde sekiz on
metre arası bir yüksekteki bir ağaca çıkmak suretiyle göğe yükseliş sembolize
edilmektedir.
Yine Kuzey
Amerika'nın Vinnebago kabilesinin inancına göre kabilenin büyücü hekimi çeşitli
maceralardan sonra göklere çıkarılmış
ve orada yüce Tanrı'yla sohbet etmiştir. Ayrıca o, semavî âlemde ruhlar
tarafından denemeye alınmış ve ondan mucizevi özelliklere sahip, hiç
yaralanamayan ve öldürülemeyen bir ayıyı öldürmesi istenilmiştir. Bu ayıyı
öldürmesi üzerine ona yeniden dirilmenin sırrı öğretilerek tekrar yeryüzüne
gönderilmiştir.
Güney Amerika
yerlilerinden Araukanlarda göğe çıkış yüksek bir dağa çıkmakla sembolize
edilir. Rahipliğe giriş töreninde rahip adayının trans halinde göğe çıkarak
orada Tanrı'yla karşılaştığı tasavvur edilmektedir! Gökte geçirdiği süre
içerisinde ona çeşitli tabiatüstü varlıklar tanıtılır ve hastalıkların tedavi şekillerinin
öğretildiğine inanılır.
Manesilerin
inancına göre ise Tanrı yeryüzüne inerek rahip adayını kendisiyle birlikte
semavî âlemlere götürür. Orada kendisine çeşitli sırlar ve hikmetler
gösterdikten sonra onu tekrar yeryüzüne getirir.
Güney ve Kuzey
Amerika yerlilerinin rahipliğe giriş törenlerinde, rahip adayının yükselişi
için gerekli olan trans haline ulaşabilmesi gayesiyle ona tütün zehirlenmesi,
kulübeye kapatılma veya çeşitli fizikî acı ve işkence halleri uygulanır.
Karaib yerlilerinin rahipliğe giriş törenlerinde de göğe çıkma
merasimi önemli bir yer tutar. Göğe çıkış için rahip adayı (pujay) öncelikle
ruhsal ve fiziksel olarak hazırlanmalıdır. Ruhsal hazırlanma hocanın derslerini
dinleme, sürekli dua ve ibadetle meşgul olma ve kendini bir kulübeye kapatma ile
sağlanır. Fiziksel hazırlanma ise, bedeni trans haline sokma çalışmasıdır.
Öncelikle tütün tarlasında çalışmakla işe başlanır. Özel olarak hazırlanan
tütün suyu içilir ve vücut kırmızı bir sıvı ile ovulur. Zaman zaman gözler
baharat suyu ile yıkanır; zira bunun ruhları daha iyi görmeyi sağlayacağına inanılmaktadır.
Uzun süren hazırlık döneminde oruç tutulur. Bu arada tütün suyu ve sigara içmeye
ve tütün yaprağı çiğnemeye devam edilir. Böylelikle vücut yavaş yavaş
zehirlenir ve aday kendinden geçme haline doğru sürüklenir. Bu işlemler yapılırken
dans etme ve şarkı söyle gibi şeyler de yapılır. Bu ilk aşamadan sonra rahip
adayı ruhsal ve fiziksel olarak göğe çıkışa hazır hale gelir. Rahip adayının
hocası çok sayıda halat gerer ve adayın bunların üzerine çıkarak dans etmesini
ister. Aday bunu yaptığında bir ata ruhuyla (tukayana) karşılaşır. Ruh onu
alarak semavî âlemlere çıkarmaya başlar. Göksel âlemlere dönen merdiven şeklinde tırmanırlar. Birinci semaya geldiğinde
rahip adayı bir yerli köyü görür. Burası iyi kişilerin ikamet ettiği yerdir.
Sonra ruhla birlikte hayat ve ölümün dönemecine gelirler. Rahip adayından
gecesi olmayan ülkeyle sabahı olmayan ülke arasında seçim yapması istenir.
Ayrıca o, ölüm sonrası ruhların kaderlerini görür. Bu arada göğe çıkış olayını
yaşayan kişinin hocası onun vücuduna hasır bastırır ve vücudunu zehirli karıncalara
sokturur. Bundan başka rahip adayı halatlar üzerinde kurulmuş bir çadıra
oturtulur ve halatlar hızla döndürülür. Halatların dönmesiyle adayın içinde
bulunduğu çadır da hızla döner ve bu şekilde adayın gök seyahatleri başlar. Aday
bazen da çeşitli uyuşturucu bitkilerle uyuşturulmak suretiyle yükselişe
hazırlanır. O, önce içine kötü ruhların girerek kendisini parçaladığım sanır;
ancak sonra kendisinin göklere taşındığını hissederek çeşitli olağanüstü haller
yaşamaya başlar.
Karaib yerlileri rahiplerin bir zamanlar çok güçlü
olduklarına, diledikleri tanrısal âleme çıkıp inebildiklerine, hatta ruhların
geleceklerini ve ölülerin haşrini dahi görebildiklerine inanırlar. Ancak
onların inancına göre bir defasında rahibin biri göğe çıkarak Tanrı'yı tehdit
etti; bunun üzerine de Tanrı onların bu özelliklerini ortadan kaldırdı.
Dolayısıyla Karaib yerlileri günümüzde ancak belirli ayinleri yaparak trans
halinde rahip adaylarının göğe çıkabileceğine inanırlar.
Avustralya ve Yeni Zelanda yerlileri arasında da tanrısal âleme
yükselme merasimlerine rastlanmaktadır. Örneğin Yeni Zelanda'da Maori rahipleri
ölü ruhlarına onuncu semaya kadar refakat ederler. Maori inancına göre onuncu
sema tanrıların yaşadıkları mekândır. Bir kişinin ölümünde Maori rahipleri öncelikle
ruhun ölü cesetten ayrılmasına yardımcı olur, daha sonra da semavî âlemlere
doğru olan yükselişinde ruha eşlik ederler. Bu bir tür yükseliş merasimi ile
yapılır.
Ölen kişi
eğer bir kabile reisi ise rahip bir sopanın ucuna kuş tüyleri yapıştırır ve
bunu ilâhîler okuyarak her defasında biraz daha yükseğe olmak üzere defalarca
havaya fırlatır.
Avustralya'da Niyalar,
rahiplerinin ruhlar tarafından semaya yükseltildiklerine ve orada üç gün
kaldıktan sonra tekrar yeryüzüne getirildiklerine inanırlar. Rahipler bu
yükselişi bir ağacın tepesine çıkma merasimiyle sembolize ederler.
Yine
Avustralya yerlilerinden Monteveylerin rahipliğe giriş törenlerinde de semaya
yükselme merasimine yer verilir. Monteveylerin tasavvuruna göre rahip adayları
ruhlar tarafından göğe götürülür ve orada ilâhî bir vücuda kavuşurlar. Yükseliş
öncesi rahip adayları aşkın bir hale, vecd ve trans haline girerler. Bu şekilde
onlar tam bir şuursuzluk haline ulaştıklarında ruhlarının bir kartal (ata ruhu)
tarafından alınarak bir kayık içerisinde semavî âlemlere yükseltildiğine inanılır.
Semavî âlemlerde onlar ata ruhlarıyla sohbet eder ve onlardan çeşitli hastalıkların
şifalarını öğrenirler.
Bundan başka
Avustralya ve Yeni Zelanda yerlileri arasında kabile kahramanlarının ya da
reislerinin mızrak, ok, gökkuşağı ve benzeri şeyleri kullanarak tanrısal âleme
çıktıkları tasavvuruna da rastlanmaktadır.
Japon mitoslarında merdiven, cennetin yüzen
köprüsünün üzerinde duran bir araç olarak ifade edilir. Kojiki ve Nihongi’ye
dayandırılan bu mitoslara göre İzanagi ve İznami adlı iki tanrı, dengesi
bozulan ve sürüklenen dünyayı sağlamlaştırmak ve onu dirençli kılmak için bir
çabaya girer. İkisi bir okyanus üzerine gelir. Mitosa göre okyanusun üzerinde
gökkuşağı şeklinde bir köprü vardır. Bu tanrılar “Kutsal Merdivenler” olarak
bilinen cennetin yüzen köprüsü üzerinde durur. Kahraman ilahlar, köprü
üzerinden okyanusun tuzlu suyunu yapışkan ve yoğun hale gelene kadar
karıştırırlar. Sular belli bir yoğunluk kıvamına gelince tanrılar mızrağı
çıkarıp buraya saplar. Mitosa göre mızrağın ucundan bir lapa düşer ve ada
oluşur.
Tanrılar
“Kutsal Merdivenler” aracılığıyla cennetten bu adanın üzerine inip ortasında
sütun bulunan sekiz kulaç uzunluğunda bir ev yaparlar. Böylece buradan dünyanın
temelini sağlamlaştırmaya çalışırlar. Burada merdivenler, yeryüzü ile gökyüzü
arasında olumlu bir işlev görür. O, tanrıların iniş ve çıkışlarına yardımcı
olan bir araçtır.
Eski Çin dinlerinde
merdiven yer ile gök arasında bağlantıyı sağlayan bir yükseliş aracıdır.
Özellikle Şeftali Ağacı, Çin dinsel geleneğinde uzun yaşamın ve ölümsüzlüğün
sembolü olarak görülür. Çinliler, bu ağacın bir merdiven olarak yeryüzü ile
gökyüzü arasında ulaşımı sağladığına inanır. Buna benzer diğer bir ağaç da
Chien- Mu’dur. O, Çin inanışında yer ile gök arasında bağlantı sağlayan
merdiven biçimindeki diğer ağaçtır. Bu ağacın evrenin merkezinde olduğu kabul
edilir. Dalları olmayan bu ağacın göğe doğru yaklaşık 300 metre uzunluğunda
olduğu ifade edilir.
Ayrıca
Çinliler, göğe ulaşmak ve kaderlerini ele geçirmek için de merdiven
kullanırlar. Çin mitoslarına göre ölümsüz bir kadın gökten kocasını ve oğlunu
indirmek için bir merdiven veya aşağı sarkıtılmış bir ip kullanır. Ayrıca Eski
Çin inanışlarında tanrısal vahiylerin, doğaüstü güçlerin ve ölümsüzlüğün ip,
merdiven ve ağaç gibi nesneler aracılığıyla gökten yeryüzüne indirildiğine
inanılır.
Kaynak:
- Mircae Eliade, Şamanizm, Dinler Tarihi
- Donald A. Mazkenzie, Çin ve Japon Mitolojisi
- Yves Bonnefoy, Antik Dünya ve Geleneksel Toplumlarda Dinler ve
Mitolojiler Sözlüğü
Blog'daki ilgili yazılar:
Şaman'ın alemler arası yolculuğu - Axis Mundi -miraç
https://fethidemir.blogspot.com/2019/01/samann-alemler-aras-yolculugu-axis-mundi.html
Mezopotamya ve Sabiilerde gökyüzüne yükselme -miraç
https://fethidemir.blogspot.com/2019/07/mezopotamya-ve-sabiilerde-gokyuzune.html
Gizemli Sabii kitabı Ginza, DİNANUKHT bölümü -miraç
https://fethidemir.blogspot.com/2019/07/gizemli-sabii-kitabi-ginza-dinanukht.html
Maniheizm’de gökyüzüne yükseliş -miraç
https://fethidemir.blogspot.com/2019/07/maniheizmde-gokyuzune-yukselis-mirac.html
Mitrazim ve Zerdüşt’te göğe yükseliş -miraç
https://fethidemir.blogspot.com/2019/07/mitrazim-ve-zerdustte-goge-yukselis.html
Hint geleneğinde gökyüzüne yükseliş -miraç
https://fethidemir.blogspot.com/2019/07/hint-geleneginde-gokyuzune-yukselis.html
YAKUP’un merdiveni -miraç
https://fethidemir.blogspot.com/2019/07/yakupun-merdiveni-mirac.html
Pavlos’un on kat semaya seyahati -miraç
https://fethidemir.blogspot.com/2019/07/pavlosun-on-kat-semaya-seyahati-mirac.html
Post a Comment