Genel arkeolojik dönemler - kronoloji
Genel arkeolojik dönemler - kronoloji
PALEOLİTİK ÇAĞ (Eski Taş Çağı) / İÖ. 600.0000 – 10.000
Alt Paleolitik Çağ'da, insan türü Homoerectus'tur.
Orta Paleolitik Çağ'da Neanderthaller ortaya çıkarlar.
Üst Paleolitik Çağlarda etkin olan insan türü, modern insan olan Homosapiens'tir.
Yontma veya Eski Taş Çağı olarak da adlandırılan
Paleolitik Çağ günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce başlamış ve 10.000 yıl
önce son bulmuştur. Ancak verilen bu tarihlerin dünya geneli içinde geçerli
olduğunu ve yerel olarak değişmeye açık bulunduğunu da belirtmek gerekir.
İnsanlık tarihinin % 99’u gibi çok büyük bir bölümünü kapsayan bu çağ, aynı
zamanda ilk insan atalarının ortaya çıkışı ve ilk aletlerin üretimi yoluyla insanlaşma
sürecine girişi temsil etmesiyle de söz konusu tarihin gelişimi içinde çok
önemli bir yer tutmaktadır.
MEZOLİTİK ÇAĞ (EPİPALEOLOTİK Çağ) / İÖ. 10.000 – 8.000
Avrupa’da son Buzul Çağ’ının bitişiyle buzullar kuzeye doğru çekilmiş, deniz seviyesi yükselmiş, Avrupa’da ağırlıklı olarak iğne yapraklı ormanlar ortaya çıkmış ve sulak alanlar genişlemiştir. İnsanlar, buzulların erimesiyle açılan yeni alanlara doğru yayılmışlar ve avcı-toplayıcılık geçim biçimi olmaya devam etmiştir. Özellikle nehirlerde ve genişleyen sulak alanların kıyılarında balıkçılık gelişmiştir. Besin kaynaklarının bol olduğu su kenarlarında sabit, kalıcı yerleşimler kurulmuştur; böylece bu dönemde yerleşik yaşam başlamıştır. Mezolitik Çağ yerleşimleri, daha çok nehir ve göl kenarlarında bulunan küçük köyler şeklindedir. İnsanın doğayı denetim altına almaya başladığı ve besin üretimine geçişin hemen öncesinde yer alan çağdır.
NEOLİTİK ÇAĞ / Cilalı Taş Devri / İÖ 8.000 – 5.500
Yaklaşık 2.5 milyon yıl boyunca
avcı ve toplayıcı olarak gezgin bir yaşam sürdüren insan yerleşik düzene
geçerek yaşamının en büyük değişikliğini Neolitik Dönem’de gerçekleştirdi.
İnsanlık tarihinde, besin üretimi yanında ilk yerleşik toplumların kurulması
ile başlayan dönem Neolitik Çağ adıyla anılmaktadır. Çağın başlangıcında besin
üreticiliğinin bilinmesine karşın pişmiş toprak kapların daha yapılmadığı,
bunların yerine sepet, tahta ya da taştan kapların kullanıldığı ilk evre,
Akeramik (seramiksiz) Neolitik olarak adlandırılır. Anadolu’da ancak birkaç
yerde saptanan bu evre, belirli bir düzene göre inşa edilen yapıları, taş ya da
kemik alet ve silahları, süs eşyaları ile ilk yerleşik köy örneklerini
vermektedir.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Cilal%C4%B1_Ta%C5%9F_Devri
http://elmalimuzesi.gov.tr/TR-145378/neolitik-cag.html
KALKOLİTİK ÇAĞ / İÖ. 5.500 – 3.500
Kalkolitik Çağ, aynı zamanda
Bakır Çağı olarak da bilinmektedir. Geç Neolitik’ten sonra yaklaşık olarak I.Ö.
5000/4500’lerde başlar ve Tunç Çağı’nın başlaması ile birlikte, I.Ö. 3500’lerde
sona erer. Kuzey Mezopotamya’da Halaf, Güney Mezopotamya’da Ubeyd ve Uruk
kültürleri Kalkolitik Çağ’da gelişmiştir.
Taş aletler yanında bakırın da
kullanılmaya başlamasından dolayı Kalkolitik Çağ olarak adlandırılan bu
dönemin, Geç Neolitiğin bir devamı olduğu Hacılar, Canhasan, Kuruçay gibi
yerleşim yerlerindeki devamlılıktan anlaşılmaktadır. Bu çağda da Neolitikde
olduğu gibi, bölgesel özellikler hakimdir. Kalkolitik
Çağ Erken, Orta ve Geç olmak üzere üç evrede incelenir.
ESKİ TUNÇ ÇAĞI / İÖ. 3.000 - 1.200
Tunç Çağı (M.Ö.
3000-1200) Bu yeni dönem, önceki çağların tarım hayvancılık, dokumacılık,
çömlekçilik gibi buluşlarına, daha güçlü silahların üretilmesine, daha ince süs
eşyalarının yapılmasına olanak veren bakır ve kalay alaşımı olan tuncun keşfini
eklemiştir. Besin üretimi alanında olduğu gibi, metal işleme alanında da
teknolojik gelişmeler her bölgede eş zamanlı olarak yaşanmamıştır. Tunç Çağına
Anadolu'da M.Ö. 3000, Girit, Ege Adaları ve Yunanistan'da M.Ö. 2500, Avrupa'da
ise M.Ö. 2000 yıllarında ulaşılabilmiştir. Anadolu'da M.Ö. 3000-1200 yılları
arasında ele alınan Tunç Çağı kazılarında bulunan çanak çömleğin yapısına,
üretimde ve mimaride kullanılan teknolojinin düzeyine göre Erken, Orta ve Geç
Tunç olmak üzere üç evrede incelenir.
Erken Tunç Çağı (M.Ö. 3000-2500) Erken Tunç I, II, III olarak incelenen bu evrenin ilk döneminde daha çok, Kalkolitik dönemin tarıma dayalı köy kültürü sürdürülmektedir. Bronz alet kullanımı çok yaygın değildir.
Erken Tunç Çağı (M.Ö. 3000-2500) Erken Tunç I, II, III olarak incelenen bu evrenin ilk döneminde daha çok, Kalkolitik dönemin tarıma dayalı köy kültürü sürdürülmektedir. Bronz alet kullanımı çok yaygın değildir.
ASUR Ticaret Kolonileri Çağı / İÖ. 1.950 – 1.750
Asur
Ticaret Kolonileri Çağı, genellikle Anadolu'daki kentlerin hemen
yakınlarında, Asurlu tüccarlar tarafından kurulan
ve karum adı verilen ticaret amaçlı yerleşmelerin Anadolu'da
yaygınlaşmasıyla başlayan bir dönemdir. Bu ticari amaçlı yerleşimlerin
yaygınlaşması esasen Asurlu tüccarların Anadolu'yla son derece organize bir
biçimde sürdürülen ticari ilişkileri yerleştirmesinin bir göstergesidir. MÖ
1.950 – 1.750 yılları arasında yaklaşık 200 yıl süren bu dönem Anadolu'da aynı
zamanda yazılı tarihin ve Orta Tunç Çağı'nın başlangıcı olarak kabul
edilir.
HİTİT İMPARATORLUK ÇAĞI / İÖ. 1.750
- 1.200
Yazılı metinlere göre Koloni
Çağı’nın son safhalarında, Pithana’nın oğlu Anitta Anadolu’da şehir beylikleri
halinde yaşayan Hititler’in birleşmesinde ilk adımı atarak, Anadolu’nun merkezi
sistemle idare edilen ilk devletini kurmuştur. Eski Asurlu kolonistler
Anadolu’yu terk ettikten bir süre sonra, I. Hattuşili devletin başkentini Neşa
(Kaniş)’ten Hattuşa (Boğazköy)’ye taşımıştır. Eski Hitit Krallığı olarak anılan
bu dönemde sanat, başta Boğazköy olmak üzere Alacahöyük, Eskiyapar, İnandık,
Maşathöyük kazılarının ortaya koyduğu gibi büyük ölçüde Anadolu geleneğine
bağlıdır. Seramikte teknik ve form bakımından Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nda
yaratılmış olan esaslar zamana uygun olarak devam eder. Çok sevilen törensel
içki kapılarının (riton) bu dönemde Boğazköy ve İnandık boğalarında olduğu gibi
daha büyük boyda yapılarak kullanıldığı görülür.
FRİG KRALLIĞI / İÖ. 1.200 - 700
Frigler, Ege Göçleri ile
Anadolu’ya gelen Balkan kökenli boylardan biridir. Ancak siyasi bir topluluk
olarak ilk defa MÖ 750’den sonra ortaya çıkmışlardır, Midasdöneminde ise (MÖ
725-695/675) bütün Orta ve Güneydoğu Anadolu’ya egemen, güçlü bir krallık
düzeyine ulaşmışlardır. Hint-Avrupa kökenli oldukları halde kısa bir süre
içinde Anadolululaşmışlar ve bir yandan Helen, öbür yandan Geç Hitit etkileri
altında kalmış olamakla birlikte özgün ve Anadolulu bir kültür
oluşturmuşlardır.
GEÇ HİTİT Krallığı / İÖ. 1.200 -
700
M.Ö. 1200-700 Friglerin Orta
Anadolunun önemli kentlerinin hemen hepsini yıkarak Hitit İmparatorluğunu
ortadan kaldırılmasından sonra, Orta ve Güneydoğu Anadoluda Geç Hitit
Krallıkları ortaya çıkmıştır. Kapadokya Bölgesi’ndeki geç Hitit Krallığı ise
Kayseri, Niğde, Aksaray ve Nevşehir’i içine alan Tabal Krallığı’dır.
URARTU Krallığı / İ.Ö. 1.000 - 600
Urartular İ. Ö. I. binin
başlarında Van Gölü çevresinde bir devlet kurmuşlardır. En güçlü dönemlerinde
Urartu Devletinin toprakları Urmiye Gölünden Fırat Nehri Vadisine, Kafkasya’nın
güneyindeki Gökçegöl, Aras Nehri Vadisi ve Karadeniz’in doğu sahillerinden
Musul’a, Halep’e, Akdeniz’e kadar uzanan geniş bir alanda idi. Urartu toprakları
yüksek ve kayalık dağlarla çevrili düzlüklerden, platolardan, dar ve derin
vadilerden meydana gelmiştir.
İ. Ö. 600 yıllarında kuzeyden
gelen Med - İskit akınlarıyla ortadan kalkan Urartu adına ilk defa İ. Ö. XIII.
yüzyılda hüküm süren Asur kralı I. Salmanasar’a ait çivi yazılı belgelerde
rastlanmaktadır.
LİDYA Dönemi / İÖ. 700 - 300
(M.Ö. 700-300) Batı Anadolu'da
Gediz ve Küçük Menderes yörelerinde oturan bu halkın nereden geldiği kesin
olarak belirlenememiştir. Antik dönem yazarları onların güneydeki Karyalılar
ile kuzeydeki Mysialılar ve Frigler ile akraba olduklarını söylerler.
Hint-Avrupa karakterli bir dilleri olan Lidyalıların Batı Anadolu'da M.Ö. 2.
binyılın ikinci yarısından itibaren varoldukları kabul edilmektedir. En ileri
dönemlerindeki kralları aşağıda verilmektedir.
LİKYA Uygarlığı / İÖ. 700 - 300
İ. Ö. 700 - 300 tarihleri
arasında, Güney - Batı Anadolu’da Karia ve Lykia uygarlıkları vardır.
Karyalıların ve Lykialıların Güney - Batı Anadolu’da, özellikle kaya mezarları
Anadolu’nun en gözalıcı anıtları arasında yer alır. Orta Anadolu’da ise, Sardes
başkent olmak üzere Lidya Krallığı hüküm sürer. Krallık, sınırlarını
Kızılırmak’a kadar genişleterek, Frig Krallığını egemenliği altına alır.
Bulunduğu konum nedeni ile Ion kentleri ile yakınlık kuran Lidya, Efes kentini
de hakimiyeti altına alır ve bölgenin en zengin devleti haline geliri. İ. Ö. 7.
yüzyılda ilk madeni parayı basarak tarihteki yerini alır.
Lidya hakimiyeti İ. Ö. 546
yılında Persler tarafından yıkılır ve Anadolu Pers egemenliği altına girer (İ.
Ö. 546 - 334). Bu dönemde Anadolu’da var olan sanatta Pers etkileri görülmeye
başlar. Greko - Pers stili sanat eserlerinin yaratıldığı bir ortam oluşur.
----------Kaynaklar-------------------------------------
MEZOPOTAMYA TARİHİ-1: TARİH ÖNCESİ
https://fethidemir.blogspot.com/2019/01/mezopotamya-tarihi-1-tarih-oncesi.html
MEZOPOTAMYA TARİHİ-2: KRONOLOJİ
https://fethidemir.blogspot.com/2019/01/mezopotamya-tarihi-2-kronoloji.html
MEZOPOTAMYA TARİHİ: Uygarlığının Olayları
Post a Comment