MEZOPOTAMYA TARİHİ / E.Altunay
MEZOPOTAMYA TARİHİ / Erhan Altunay - Paganizm
Prehistorya, insanın yazıyı bulmasından önceki döneme denir. Prehistorik ya da tarih öncesi dediğimiz bu çağlar yazının henüz bulunmadığı çağlardır ve bu aslında yapay bir ayrımdır.
Yazının bulunuşu Mezopotamya'da MÖ
3000 'lere giderken, diğer yerlerde daha geç tarihlere rastlar. Buna göre
Mezopotamya için tarih çağlarının erken başladığını söyleyebiliriz. Ancak
bölgenin tarihi daha da eskilere uzanmaktadır.
Mezopotamya'da Paleolitik yani Eski
Taş Çağının başlangıcı MÖ 10.000'lere kadar iner. Bu devirlerde insanlar daha
mağaralarda yaşıyor oldukları için özellikle Kuzey Mezopotamya'nın dağlık
bölgeleri bu yaşam için elverişli olmuştur. Dağlık bölgeleri yani kuzeyi
dediğimizde, Türkiye'nin bir bölümünü de içine alan ve günümüzde Dünya'nın en
karışık bölgelerini kapsayan coğrafya anlaşılmalıdır.
Yakın zamanlarda yapılan kazılar,
Kuzey Mezopotamya'da, özellikle de Kerkük civarında Paleolitik dönemden kalma
buluntuların varlığını göstermiştir. Örneğin, Kerkük'ün doğusundaki Hazer Merd
mağarasında 60.000 yıldan daha eski buluntulara rastlanmıştır.
Bölge insanlık tarihi için
tartışmasız bir öneme sahiptir. Günümüzde savaşlar, terör ve diktatörler eliyle
insanlığın ortak mirasına yönelik yapılan hızlı tahribat, bize ister istemez şu
soruyu sordurmalıdır; Neler kaybediyoruz? Neden insanlık tarihinin hafızası
silinmeye çalışılıyor? Mezopotamya'ya dair daha neler öğrenebilirdik?
Kuzey Mezopotamya'da Neolitik öncesi
yerleşim yerlerine de rastlanmıştır. Bu dönemde yaşayan insanların tarımı
bildikleri ve ayrıca keçi gibi hayvanları da ehlileştirdikleri anlaşılmıştır.
Bizim incelememizde de en önemli yeri
tutacak olan Neolitik devirde kültür, Kuzey Mezopotamya bölgesinde gelişmiştir.
Sadece Anadolu'da bulunan Neolitik kültür yerleri bile bu kültürün önemini
gösterir. Neolitik dönemin bizim için önemi yerleşik düzene geçişle birlikte
inançların da yerlerine oturmaya başlamasındadır.
Bu devrin kültürünü bize en iyi
şekilde gösteren Hassuna kültürüdür. Bu yerleşim yeri MÖ 5. binyıldan kalmadır
ve ilk Sümer toplulukları tarafından oluşturulmuştur. Musul'un 75 km güneyinde
Hassuna Tepesi'nde yapılan kazılar dönem hakkında kıymetli ipuçları
vermektedir.
Bu buluntulardan, burada yaşayan
halkın çeşitli aletler yapabildikleri, keteni ve yünü işleyebildikleri, bakır
cevher ve maden olarak kullanabildikleri görülmektedir. Bu dönemde bölgede iyi
pişirilmiş, sağlam seramik üretildiği de gözlemlenmiştir.
Hassuna Kültürünü MÖ 6000'lerde Halaf
kültürü takip eder. Yaklaşık 600 yıl kadar bölgede var olan Halaf kültürü, daha
seçkin seramiği ve yükselen ticaretiyle bölgeye damgasını vurmuştur. Bu dönemde
tholos diye adlandırılan yuvarlak biçimli evler yeniden kullanılmaya başlanmıştır.
Kalkolitik Dönemin sonlarına doğru,
MÖ 5.900 civarlarında, Sümerlerin bölgeye tam olarak yerleşmeye başladıklarını,
El Ubeyd/Obeyd kültürü denilen bu dönemde boyalı seramikleri ve bunların
imalatında çömlekçi çarkının kullanıldığını görürüz.
Babil destanlarında en eski şehir
olarak kabul edilen Eridu da bu dönemde bu kültür içinde yer almıştır. Burada
çıkan buluntulardan uzun uzun söz etmeyeceğiz ama S.N.Kramer'den dolayı "Tarih Sümer'de Başlar" diye
bildiğimiz Sümer kültürünün bu dönemde bu topraklara yerleştiğini ve
olgunlaştığını bilmemiz gerek.
İnançlarla ilgili en önemli bilgileri
ölüm kültleri verir. Ölümle ilgili inançlar bize arkeolojik buluntulardan
gelmektedir. Bu devirdeki mezarlarda ölünün yanına eşya konulmuş olması ölümden
sonra hayat inancının var olduğu yönünde ipuçları taşımaktadır.
Başka arkeolojik buluntulara
baktığımızda, bu devirde Ana Tanrıça kültünün varlığını gösteren toprak idoller
de bulunmuştur.
Kalkolitik dönemin sonunu temsil eden
El-Ubeyd kültürü toprağı ekip biçen, hayvancılığı bilen bir köy kültürü
görüntüsündedir; ancak elde edilen ürün fazlasıyla, yavaş yavaş bir ticaret
yaşamı da başlamıştır.
El Ubeyd kültürü MÖ 4300 civarında
artık yerini daha farklılaşmış bir kültüre bırakır.
MÖ 4000 civarı Mezopotamya için artık
kentlerin tam olarak ortaya çıktıkları zamandır. Kentlerin ortaya çıkması artık
sınıfsal ayırımları daha da belirginleştirmiş ve yönetici seçkinler grubunu
güçlendirmiştir. Bu aslında anaerkil paganizmin de çözülmeye başladığı bir
dönemdir.
Bundan sonrası Sümer kentlerinin
tarihidir.
Kaynak:
Erhan Altunay / "Paganizm-2 Mezopotamya - Mısır" kitabı
-
Sayfa:19..22
MEZOPOTAMYA TARİHİ-1: TARİH ÖNCESİ
https://fethidemir.blogspot.com/2019/01/mezopotamya-tarihi-1-tarih-oncesi.html
Post a Comment